soğukluk getirmek ne demek?
- Cast a chill upon, give the chills.
soğukluk
- Soğuk olma durumu, soğuk bir etki yapan şeyin özelliği, bürudet
- Yemeğin sonunda yenen meyve, hoşaf, komposto vb. şeyler.
- Hamamlarda yıkanılan yerle giyinilen yer arasındaki az ısıtılan yer
- Soğuk, sevimsiz ve ilgisiz davranış, ilgisizlik
- Sevimsiz olma durumu, antipati.
- Kırgınlığa, dargınlığa yol açabilen sevgi azalması.
- Cinsel istek duymama durumu.
- Hamamlarda yıkanılan yer ile giyinilen arasındaki bölüm.
- Chill.
- Distance.
soğukla tedavi
- Cryotherapy
getirmek
- Gelmesini sağlamak
- Bir şeyi yanında veya üstünde bulundurmak.
- Erişmek veya eriştiğini sanmak.
- İleri sürmek.
- Sebep olmak, ortaya çıkarmak.
- İletmek, bildirmek
- Sağlamak
- Bir makama atamak veya seçmek.
- Bring.
- Bring along.