small ne demek?
- Küçük
- Ufak, ufacık, mini mini
- Önemsiz
- Ahlakça zayıf olan, alçak, soysuz
- Ince, hafif
- Kuvvetsiz
- Adi
- Az, cuzi
- Ufak şey
- Az miktar
- Bir şeyin ince yeri
- Hafif hafif, yavaşça
- Önemsizce
- Arka, dar kısım
küçük
- Boyutları, benzerlerininkinden daha ufak olan, büyük karşıtı
- Yaşı daha az olan
- Niceliği az olan
- Niteliği aşağı olan, bayağı.
- Geri aşamada.
- Değersiz, önemsiz
- Büyümesini, gelişmesini henüz tamamlamış olan
- Kısık, parlak olmayan(ses)
- Small.
- Little.
small amount
- Tutam
small amount tasted
- Tadım