smack dab ne demek?
- Tam.
The statue was smack-dab in the middle of the square. / Heykel meydanın tam ortasındaydı.
- Dosdoğru, isabet ederek.
smack of
- Tadi veren
smack
- Of (soyut bir şey) kokmak, -in kokusu olmak.
- (bir yiyecekte/içecekte) (belirli bir şeyin) hafif bir tadı olmak.
- Tokat atmak, şaplatmak.
- Şapırdatmak, şaplak atmak, şaplatmak, şaklatmak, şamar atmak, tokatlamak, şapır şupur öpmek
- Tokat, şamar
- Eroin
- Şapırtı
- Tokat sesi, sesli şamar
- Şap sesi.
- Şapırtı ile öpmek veya tatmak
dab
- Bk. döviz alım belgesi
- Şan ve şeref, haysiyet.
- The German Pharmacopoeia.
- Dokunma, hafif vuruş
- Yumuşak veya ıslak bir şeyin bir parçası.
- Hafif hafif vurmak, hafifçe dokunmak, hafifçe sürmek; parmak izi bırakmak; kurulamak, klişe yapmak
- Pisibalığına benzer bir balık.
- Hafifçe vurmak, dokunmak.
- Dili uzman.