seyir ne demek?
- Gidiş, yürüyüş, ilerleyiş.
Yaşayacak fazla zamanları olmayan bazı dâhiler, olgunluklarını hayatın normal seyrinden çok evvel tamamlamış oluyorlar.
A. H. Çelebi - Kara taşıtlarının belli bir güzergâhta ilerlemesi.
- Özellikle gemilerin belli bir rotayı takip ederek yolculuk etmesi.
- Bir yerden başka bir yere gitmek için yola çıkma.
- Eğlenmek için bakma, hoşlanarak bakma, temaşa
Tevfik, orta oyununa çıkınca seyrine en sık gidenlerden birisi Selim Paşa'nın karısı oldu.
H. E. Adıvar - Bakıp eğlenecek şey, eğlendirici durum
Bundan âlâ seyri nerde bulacak garipler?
T. Buğra - Cruising.
- Course.
- Journey.
- Pattern.
- Process.
- Progress.
- Motion.
- Spactacle.
- Show.
- Observation.
- Looking at.
- Watching.
- Movement.
seyir alanı
- Seyir yerinin bulunduğu yer.
- Auditorium area.
- Surface de la salle
seyir defteri
- Logbook, log, journal.