sapartayı vermek ne demek?
- Azarlamak, terslemek.
- To jump down sb's throat.
sapartayı yemek
- Azarlanmak, terslenmek.
saparta
- Gemi bordasındaki top çıkarılan dört köşe boşluk ve açıklık.
- Bir batarya topun birden ateş etmesi, alabanda ateşi.
- Azar, tersleme.
- Broadside.
vermek
- Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek
- Bırakmak veya bağışlamak
- Ondan bilmek, atfetmek
- Düşünce veya bilgi anlatan şeyleri başkalarına iletmek, bildirmek
- Döndürmek, çevirmek, yöneltmek
- Herhangi bir duruma yol açmak
- Eğlenceli toplantı düzenlemek, konuk çağırıp ağırlamak.
- Topluluk önünde sanatını göstermek, icra etmek.
- Verilen karşılıkla bir kimseyi söylediğine veya yaptığına pişman etmek
- Bring.