salient point ne demek?
- Taç noktası
- taç noktası
taç
- Soyluluk, iktidar, güç veya hükümdarlık sembolü olarak başa giyilen, değerli taşlarla süslü başlık.
- Gelinlerin başlarına takılan süs.
- Genellikle göz düzeyinden yüksek mobilyaların üstlerindeki kabartmalı, oymalı, süslü bölüm.
- Çiçeğin dıştan ikinci halkasında bulunan yaprakların hepsi.
- Bazı tarikatlarda şeyhlerin giydikleri başlık.
- Futbol veya hentbolda, topun, alanın yan çizgileri dışına çıkması, yan
- Genellikle göz düzeyinden yüksek mobilyaların üstlerindeki taşkın ve girinti çıkıntılarla süslü bölüm.
- Bk. taç
- Bk. yandışı
- Bk. yan dışı.
salient pole
- Çıkık kutup
- çıkık kutup
salient part
- Çıkık
point
- Işaret etmek, göstermek
- Yöneltmek
- Hedefe nişan almak
- Duvar taşları arasını çimento ve harç ile doldurmak
- Ucunu sivriltmek
- Hareketsiz durup avın yerini göstermek(av köpeği),ferma etmek.point at parmakla işaret etmek
- Tüfeğin namlusunu hedefe çevirmek.point a gun tüfekle nişan almak
- Sivri uç,burun denize uzanan burun
- Nokta
- Sivri uçlu şey
Türetilmiş Kelimeler (bis)
salient polesalient partsalient anglesalientsalientiasalientlysaliencesalience saliencysaliencysali halsalibsalibesalibei külliyesalibiyesalsal ammoniacsal balıkçılığısal ile taşımaksal kullanmakpointpoint a moralpoint angle drillspoint atpoint at issuepoint binomial distributionpoint blankpoint blank denialpoint brillancepoint chargepoincarepoincare friedrichs eşitsizliğipoincare friedrics eşitsizliğipoincianapoinseteria