point ne demek?
- Işaret etmek, göstermek
- Yöneltmek
- Hedefe nişan almak
- Duvar taşları arasını çimento ve harç ile doldurmak
- Ucunu sivriltmek
- Hareketsiz durup avın yerini göstermek(av köpeği),ferma etmek.point at parmakla işaret etmek
- Tüfeğin namlusunu hedefe çevirmek.point a gun tüfekle nişan almak
- Sivri uç,burun denize uzanan burun
- Nokta
- Sivri uçlu şey
- Noktalama işareti
- Fonetik alfabediki işaret
- Gaye,maksat,hedef,bir sözün altında yatan maksat
- Belirli yer özel bir durum
- Buhranlı an
- Birşeyin tam zamanı
- Kaneviçe
- Derece (ısı)
- Bazı oyunlarda sayı,puvan
- Den
- Sivriltmek, noktalamak, bitirmek, doğrultmak, çevirmek, göstermek, işaret etmek, sivrilmek, uç vermek, çıkmak (çıban vb), doğrultmak (silah)
işaret
- Anlam yükletilen şey, anlamlı iz, im.
- Belirti, gösterge, levha, tabela, alamet.
- El, yüz hareketleriyle gösterme
- İnsanlar arasında anlaşmayı görüşmeyi sağlayan bütün semboller.
- Bk. im
- Bir şeyi bir vasıta ile (el, göz, kaş veya parmakla) göstererek bildirmek.
- Signal.
- Sign.
- Mark.
- Gesture.
point a moral
- Hisse çıkarmak (kıssadan), kıssadan hisse çıkarmak
point angle drills
- Uç açısı