sal ne demek?
- Birçok kalın direk yan yana bağlanarak yapılan, düz ve korkuluksuz deniz veya ırmak taşıtı
Dalgaları ufukları örten bir denizde, küçük bir sal parçası üstünde bir boraya mı tutulduk?
Y. K. Karaosmanoğlu - Tabut.
- Bir tür ilkel ırmak ya da deniz taşıtı.
- Boy
- Yel, rüzgar.
- Büyük sarp kaya.
- Kıyı, kenar.
- Başı küçük olan kimse. (Osmanlıca'da yazılışı: sa'l)
- Sene, yıl.
- Baş tepesinin sa--cşi--z oluşu, kellik.
- Timber hitch.
- Raft.
- An East Indian timber tree , much used for building purposes.
- It is of a light brown color, close-grained, heavy, and durable.
- Salt.
- Structural Adjustment Loan.
- Datafile.
- Special Access Line.
- Slot Allocation List.
- [Spanish] salt.
- Single Anchor Loading.
- Sall aux shall suld pret [OE sculan, sceal 1/3 sg pres.
- Fn salt.
- Tuz [kim.], kimyasal tuz
sal ammoniac
- Amonyak tuzu, nişadır
sal balıkçılığı
- Raft fishing