salient ne demek?
- Göze çarpan
- Çıkıntılı, çıkık, fırlak
- Dikkati çeken
- İstihkam dış açısı
göze
- Su kaynağı.
- Hücre.
- Bkz. kaynak.
- Isı, ışık, kimyasal etkileşim gibi olaylar sonucu oluşan yük-süren kuvvet kaynağı.
- Ağ ipliği veya ağ yapımında kullanılan başka bir materyalle çevrilmiş düzenli bir açıklık.
- Cell.
- Cell hücre.
- Spring.
- Source.
- Beautiful.
salient angle
- Dış açı
salient part
- Çıkık