cariyelik etmek ne demek?
- Cariye gibi hizmet etmek
Bir erkek çocuğu doğuruncaya kadar bu yabancı adama cariyelik eder.
F. R. Atay
cariyelik
- Cariye olma durumu.
- Concubinage, state of being a concubine.
cariye
- Yabancı ülkelerden kaçırılıp özgürlükten yoksun bırakılan, alınıp satılabilen, her konuda efendisinin isteklerine bağlı bulunan genç kadın, halayık
- Bk. karavaş.
- Geçer olan, akıcı olan. Seyreden giden.
- Female slave.
- Odalisque.
- Concubine.
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
- Step.
- Say.