sıkıcı öğütler vermek ne demek?
- Preachify.
sıkıcı
- İç sıkan, can sıkan, tedirgin eden
- Boring.
- Tiresome.
- Dull.
- Unexeciting.
- Soul-destroying.
- Unpleasant.
- Oppressive.
- Arid.
- Unreadable.
sıkıcı adale
- Constrictor.
öğüt
- Bir kimseye yapması veya yapmaması gereken şeyler için söylenen söz, nasihat
- Advice.
- Piece of advice.
- Counsel.
- Admonition.
- Recommendation.
- Sermon.
- Warning.
- Guidance.
- Pointer.
vermek
- Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek
- Bırakmak veya bağışlamak
- Ondan bilmek, atfetmek
- Düşünce veya bilgi anlatan şeyleri başkalarına iletmek, bildirmek
- Döndürmek, çevirmek, yöneltmek
- Herhangi bir duruma yol açmak
- Eğlenceli toplantı düzenlemek, konuk çağırıp ağırlamak.
- Topluluk önünde sanatını göstermek, icra etmek.
- Verilen karşılıkla bir kimseyi söylediğine veya yaptığına pişman etmek
- Bring.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
sıkıcısıkıcı adalesıkıcı bil dille yazmaksıkıcı işsıkıcı kimsesıkıcı konuşmasıkıcı konuşmaksıkıcı lafsıkıcı şeysıkıcı tipsıkıcasıkıca bağlamaksıkıca bağlısıkıca kapalısıkıca kapatmaköğütler vermeköğütlemeöğütlemeköğütlememeköğütlüköğütöğüt olaraköğüt verenöğüt veren kimseöğüt verir gibi konuşanöğüdümü tutöğüdünü tutmaköğünöğün yemlemesiöğünç