sürgü geçirmek ne demek?
- Harrow.
sürgü
- Kapının kapanması için arkasına yatay olarak yerleştirilen demir veya ağaç kol, tırkaz, sürme.
- Sürülmüş tarlayı bastırmak ve düzeltmek için kullanılan, taştan veya ağaç kütüğünden tarım aracı, tapan.
- Sıvayı bastırıp düzeltmek için kullanılan büyük mala.
- Hastanın büyük ve küçük abdestini yapabilmesi için altına sürülen kap.
- Çoğu kez bölümlere ayrılmış bir çubuk üzerinde veya bir cetvelin, bir kumpasın ortasına açılmış bir oluk içinde kayabilen sivri uç veya küçük lama.
- Panoları birleşik tutmada kullanılan tahta ya da demir lama.
- Bolt.
- Cursor.
- Sliding bar.
- Slide.
sürgü ateşi
- Box barrage.
geçirmek
- Geçme işini yaptırmak, geçmesini sağlamak.
- Bir şeyi bir yandan öbür yana götürmek
- Bir şeyi bir yerden başka yere taşımak, nakletmek.
- Tespit etmek, yazmak, kaydetmek
- Bir şeyi kendisine ayrılmış olan yere yerleştirmek, takmak
- Yola çıkan birini uğurlamaya gitmek, selametlemek, teşyi etmek.
- Bir süre yaşamak, oturmak, kalmak
- Giymek, giyinmek
- See smb.
- To the door.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
sürgüsürgü ateşisürgü düzenisürgü kolusürgü yayma kamasısürgüçsürgüçektirmeksürgüçlemeksürgülemesürgüleme sendromusürgesürgeçsürgelemeksürgen dokusürgendokugeçirmekgeçirmegeçirmeli elektron mikroskobu temgeçirmemekgeçirmezgeçirgeçirebilengeçirengeçirgengeçirgen olmayangeçigeçi kabulgeçicigeçici adgeçici adres