söylentisi dolaşmak ne demek?
- Be in the wind.
söylenti
- Ağızdan ağıza dolaşan, kesinlik kazanmayan haber, rivayet, şayia
- Ağızlarda dolaşan ve doğruluğu belli olmayan haber.
- Rumor.
- Talk.
- Story.
- Whisper.
- Hearsay.
- Rumour.
- Account.
- Fame.
söylentili dilek şart kipi
- Bkz. Katmerli kipler.
dolaşmak
- Gezmek, gezinmek
- Doğru gitmeyip yolu uzatmak.
- Dönüp başka bir yönden gelmek.
- Kan, damarlarda yer değiştirmek.
- Saç, iplik vb. şeyler birbirine karışarak güç çözülür duruma gelmek.
- Bir yeri belli bir amaçla gezmek.
- Denetlemek amacıyla bir yeri gezmek.
- Nefes, el bir şey üzerinde hafifçe hareket etmek.
- Bat around.
- Go for a walk.