söylenti ne demek?
- Ağızdan ağıza dolaşan, kesinlik kazanmayan haber, rivayet, şayia
Önce kulaktan kulağa fısıldanan bu söylentilerin meclis kürsülerinde açıkça ifade edildiği oluyordu.
Y. K. Karaosmanoğlu - Ağızlarda dolaşan ve doğruluğu belli olmayan haber.
Rumor.
Talk.
Story.
Whisper.
Hearsay.
Rumour.
Account.
Fame.
Grapevine.
Report.
Scuttlebutt.
Buzz.
Scuttlebut.
söylentili dilek şart kipi
- Bkz. Katmerli kipler.
söylentili şart kipi
- Bkz. Katmerli kipler.