rung ne demek?
- Çalmak
- Portatif merdiven basamağı
- Basamak
- Sandalye ayak desteği
- Iskemlenin basamak değneği
- Tekerlek parmağı.
- Kademe
- Bkz. ring.
çalmak
- Başkasının malını gizlice almak, hırsızlık etmek, aşırmak
- Vurarak veya sürterek ses çıkartmak
- Bir müziği dinlemeyi sağlayan aleti çalıştırmak
- Ses çıkarmak, ses vermek
- Atmak, çarpmak, vurmak.
- Yoğurt yapmak için sütü mayalamak, katıp karıştırmak
- Üzerine sürmek.
- Bozmak, zarar vermek
- Chime.
- Peal.
ring
- Üzerinde boks yapılan, çevresi kordonla çevrilmiş yer.
- Etrafını sarmak, çevrelemek
- Halka
- Bkz. anülus
- Çember indikatörü, (Veri İletişimi'nde) telefonun çaldığına dair modemden (DCE) bilgisayara giden (DTE) sinyal, RI
- Ring.
- Circle.
- Prize ring.
- See Illust.
- Of Sporangium.
rung basamak
- Kademe
rung of a ladder
- Kademe