rüşvetle elde etmek ne demek?
Buy over
buy
- Satın almak
- Inanmak, yutmak, satın alma gücü olmak
- Rüşvetle ele geçirmek, elde etmek
- Koku (Osmanlıca)
- Almak, pahasına elde etmek
- Bir şey karşıIığında sağlamak: kiralamak
- Alıcı durumunda olmak, müşteri olmak
- Satın alınan şey
- Alış, alma: kelepir
- Pazarlık
rüşvetle etkileyen kimse
Embracer
rüşvet
- Yaptırılmak istenen bir işte yasa dışı kolaylık ve çabukluk sağlanması için bir kimseye mal veya para olarak sağlanan çıkar
- Bk. yedirim
- Kanunen bir iş gördürmek gayesi ile vazifeli olan kimseye, gayr-i meşru olarak verilen para vesair menfaat ve fayda.
Bribe.
Bribery.
Corruption.
Palm oil.
Palm grease.
Inducement.
Backhander.
elde
- Çarpma ve toplama işlemlerinde bir sonraki sıranın rakamlarına katılacak olan sayı.
On hand.
At hand.
Available.
In hand.
To be in hand.
Carry.
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
Step.
Say.