prisoner on remand ne demek?
- Tutuklu
tutuklu
- Kanun yoluyla hürriyetlerinden alıkonularak bir yere kapatılan kimse, mevkuf
- Yargıç kararı ile tutuklarevine alınan kişi.
- Prisoner, arrested person.
- Imprisoned.
- Under arrest.
- Prisoner.
- Detainee.
- Prisoner on remand.
- Inmate.
- Person who is under arrest.
prisoner
- Mahpus
- Tutuklu kimse
- Esir, tutsak
- Tutuklu, hükümlü
prisoner at the bar
- Sanık, yargılanan sanık
on
- Dokuzdan sonra gelen sayının adı.
- Bu sayıyı gösteren 10, X rakamlarının adı.
- Dokuzdan bir artık.
- Ketonları gösteren son ek, propanon (dimetil keton): 2-bütanon (etil metil keton) gibi.
- -one.
- Deca-.
- In progress; proceeding; as, a game is on.
- In operation or operational; 'left the oven on'; 'the switch is in the on position' planned or scheduled; 'the picnic is on, rain or shine'; 'we have nothing on for Friday night' indicates continuity or persistence or concentration; 'his spirit lives on'; 'shall I read on?' in a state required for something to function or be effective; 'turn the lights on'; 'get a load on'.
- With a forward motion; 'we drove along admiring the view'; 'the horse trotted along at a steady pace'; 'the circus traveled on to the next city'; 'move along'; 'march on'.
- Indicates continuity or persistence or concentration; 'his spirit lives on'; 'shall I read on?'.
remand
- Mahkemeye kadar tutmak, tutmak (hapiste), mahkemesini ertelemek (tutuklu), geri göndermek (tutuklu), iade etmek (tutuklu)
- Geri göndermek, iade etmek
- Bir mahpusun sorgusunu tamamlamadan başka soruşturma yapılmak üzere kendisini hapishaneye iade etmek
- Geri gönderme, bir mahpusu hapishaneye iade etme.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
prisonerprisoner at the barprisoner campprisoner of stateprisoner of warprisonprison authorityprison breakerprison breakingprison camppriseprise listprisedprismprism binocularsonon a charge of murderon a daily basison a full stomachon a givenon a given dayon a knife edgeon a large scaleon a lineon a major scaleoo henryo ağır yaralıo anda söylemeko anda uydurmak