tutuklu ne demek?
- Kanun yoluyla hürriyetlerinden alıkonularak bir yere kapatılan kimse, mevkuf
Girip çıkan resmîler, siviller, elleri bağlı ya da çözük tutuklular...
Ç. AltanBir hafta süreyle durmaksızın işkence ettiği tutuklusunun yüzüne bile bakmamıştı.
O. Aysu - Yargıç kararı ile tutuklarevine alınan kişi.
- Prisoner, arrested person.
- Imprisoned.
- Under arrest.
- Prisoner.
- Detainee.
- Prisoner on remand.
- Inmate.
- Person who is under arrest.
- Détenu
tutuklu kimse
- Prisoner
tutuklu larva
- Canlılığı belirli bir süre durmuş larva, hipobiyotik larva.
- Arrested larvae.