prejudiced ne demek?
- Ön yargılı
- Peşin hükümlü
- Taraflı, etki altında kalmış
ön
- Bir şeyin esas tutulan yüzü, arka karşıtı
- Bir şeyin esas tutulan yüzünün baktığı yer, karşı
- Bir kimsenin ilerisi
- Yakın gelecek zaman.
- Giyeceklerin genellikle göğsü örten bölümü
- Önce olan, ilk.
- Civar, yöre.
- Benzerler arasında bakılan veya gidilen yönde olan
- Bk. anteriyör
- Front.
prejudiced opinion
- Önyargı
prejudiced person
- Önyargili insan