poor in quality ne demek?
- Kötü
kötü
- İstenilen, beğenilen nitelikte olmayan, fena, iyi karşıtı.
- Zararlı, tehlikeli.
- Korku, endişe veren
- Hoşa gitmeyen.
- Kaba ve kırıcı
- Kişi veya toplum üzerinde olumsuz etkileri olan.
- İyi, gerekli niteliklere sahip olmayan (kimse).
- İstenilmeyen, gereksiz davranışları olan veya bu davranışlara eğilimli olan (kimse).
- İyinin karşıtı olan. 1- Değersiz bulmanın, kınamanın, ayıplamanın konusu olan her şey; istencin yasaya uygun bir biçimde karşı gelmeye ve elinden geldiğince değiştirmeye hakkı olduğu her şey. 2- Ahlâk değerlerine ve törel istence karşı olan her şey. Bu anlamda: a. Düzen bozucu ve yıkıcı olarak beliren şeyler, b. Olumsuzluk ve yadsıma ilkesi olarak beliren şeyler.
- Corrupt.
poor
- Verimsiz, çorak
- Zavallı, fakir, düşkün
- Fakir, yoksul, muhtaç
- Zayıf
- Kıt, az
- Kuru, kuvvetsiz
- Sıhhati bozuk
- Zavallı, biçare
- Fena, adi, bayağı
- Rahatsız (gece)
poor box
- Sadaka kutusu
in
- Yaban hayvanlarının kendilerine yuva edindikleri kovuk.
- Mağara.
- İnsan.
- Bkz. kovuk, mağara.
- Koyun pisliği
- (edat) içinde, -de, -da
- Lair.
- Cave.
- Hole.
- Burrow.
quality
- Nitelik, vasıf, keyfiyet
- Hususiyet, özellik, mahiyet
- Üstünlük
- Nevi, çeşit, sınıf
- Meziyet, artam
- Önermenin niteliği, soyluluk, asalet
- Yetenek, kabiliyet