pikeden sonra doğrulmak ne demek?
Flatten out.
flatten
- Yassılaştırmak, yaslamak
- Yerle bir etmek, dümdüz etmek
- Keyfini kaçırmak
- Yassılatmak
- Yere sermek
- Neşesini kaçırmak
- Matlaştırmak, donuklaştırmak
- Yassılaşmak, dümdüz olmak
- Tatsızlaşmak, neşesiz olmak
- Düzleştirmek, düzlemek
piked dogfish
- Mahmuzlucamgöz
pike
- Kabartmalı pamuklu kumaş.
- Bu kumaştan yapılan yatak örtüsü.
- Uçağın yüksekten, hedef üzerine büyük bir açı ile inmesi.
- Uçağın yüksekten hedefin üzerine dik olarak saldırması.
- Otoyol, anayol. Paralı yol.
- Yüksek bir yerden suya dik olarak dalma.
- İyi ayrılamama sebebiyle un veya irmik içerisinde kalmış olan, gözle görülebilen, iri ve koyu renkli kepek vb. parçacık.
- Dolaşma boyunca gergin gövdenin ağırlığını parmak uçlarında taşıma.
Dive.
Diving.
sonra
- Daha ileri bir zamanda, müteakiben, önce karşıtı
- Daha uzak ve ileri bir yerde
- Makam, sıra, değer ve önemde arkada oluşu bildiren bir söz
- Yoksa, aksi hâlde.
- Arkadan gelen bölüm veya zaman.
Later.
After.
Afterwards.
Afterward.
Thereafter.
doğrulmak
- Eğik veya eğri bir şey, düz bir duruma gelmek.
- Oturan veya yatan bir kimse toparlanmak, dik bir duruma gelmek
- Yönelmek
- Yeniden güçlenmek, kalkınmak.
- Para sağlanmak, kazanılmak.
Straighten up.
Straighten.
Straight oneself up.
Get on.
To straighten out.