pençe pençeye gelmek ne demek?
- Kıyasıya, öldürürcesine dövüşmek.
pençe
- Yırtıcı hayvanların ön ayaklarının parmaklarıyla tırnakları
- Ayakkabının tabanındaki kösele.
- Etkisinden kurtulmak olanaksız, etkisi çok olan güç
- El
- Hareketli köprüye sahip gitarlarda bulunan; üzerinde bulunan kancalar yardımıyla bir tarafından köprü yaylarını tutan, diğer taraftan ise gövdeye iki uzun vida ile tutturulmuş ve bu vidalar yoluyla köprü konumunun ayarlanmasına olanak sağlayan metal nesne.
- Sağım pençesi.
- El ayası ile beş parmağın tamamı.
- Cleat, tap.
- Talon, pounce.
- Claw.
pençe atmak
- (yırtıcı hayvan) ön ayaklarıyla saldırmak, vurmak.
- Claw, paw.
gelmek
- Getirmek
- Bir yere gitmek, ulaşmak, varmak
- Geriye dönmek
- Oturmaya, ziyarete gitmek.
- İsabet etmek.
- Varmak, ulaşmak.
- Varlığını sürdürmek, yaşamak, intikal etmek.
- Ortaya çıkmak, doğmak.
- Belli bir süre dolmak
- Put in.