peşinen ne demek?
- Peşin olarak, önceden
Birkaç arkadaşımın içeride olduğunu haber veriyor ve alacağım zevk için beni peşinen tebrik eden bir tebessümle gülüyordu.
P. Safa - At the outset.
- In advance.
- Beforehand.
peşin
- Bir alışverişte, alışveriş yapıldığı anda, alınan şeyin tesliminden önce veya teslimiyle birlikte ödenen, veresiye karşıtı.
- Çalışmadan verilen (ücret, aylık).
- Daha önce, önceden
- Bk. ödenili
- keykubat'ın üçüncü oğlu
- Nakdi para.
- Lump.
- Paid in advance.
- Ready.
- In advance.
peşine düşmek
- Arkasından gitmek, izlemek; bir isteğin gerçekleşmesini sağlamaya çalışmak.
- Chase.
- To tread upon sb's heels.
- Heel.
- Hunt.
- Pursue.
- Tread on sb's heels.
peşine takılan kimse
- Tail.