pazarlığı bağlamak ne demek?
Bind a bargain.
bind
- Sarmak, sargılamak
- Donmak (beton
- Bağlamak yerine tespit etmek, raptetmek
- Dondurmak
- Menetmek, engel olmak
- İnkıbaz etmek
- Kenarını tutturmak ciltlemek
- Usandırmak
- Tutturmak, tutmak
pazarlığı edilmiş
Contracted
pazarlık
- Bir alışverişte tarafların kendileri için en elverişli fiyatı karşısındakine kabul ettirmek amacıyla yaptıkları görüşme.
- Özellikle pazar günleri giyilen şık, gösterişli giysi
- Bazı kolaylıklar elde etmek veya daha iyi bir çözüme varmak amacıyla yapılan görüşme.
Bargaining.
Chaffer.
Deal.
Haggling.
Pennyworth.
Snip.
Trade.
bağlamak
- Bir şeyi bir yere veya bir şeye tutturmak.
- Düğümlemek.
- Yara ilaç koyup bezle sarmak.
- Denk yapmak, paket yapmak.
- Oluşmak, tutmak, meydana gelmek
- Bir iş veya kimse için ayırmak, tahsis etmek.
- Anlaşma yapmak.
- Uyulması zorunlu olmak
- Ilzâm etmek, borçlandırmak.
Fixate.