pat diye düşmek ne demek?
- Thud, flump, keel over, slump.
pat
- Yassı, basık
- Yassı bir şeyle vurulduğunda çıkan ses.
- Birleşikgillerden, kasımpatına benzeyen bir çiçek.
- Bu çiçek biçiminde elmas iğne.
- Thud.
- In a pat manner.
- The sound made by a gentle blow exactly suited to the occasion; 'a pat reply' completely or perfectly; 'he has the lesson pat'; 'had the system down pat'.
- The sound made by a gentle blow.
- Light touch or stroke.
- Pat or squeeze fondly or playfully, especially under the chin.
pat 1
- (--ted, --ting) (takdir/sevgi belirtisi olarak) elle hafifçe/yumuşakça vurmak; okşamak, sıvazlamak. (takdir/sevgi belirtisi olarak) elle hafifçe/yumuşakça vurma; okşama, sıvazlama. "
diye
- Herhangi bir yargıya vararak.
- Niteleyerek.
- Sanarak, diyerek.
- That.
- So that.
- In order to.
- Lest.
- Saying.
- Thinking that.
- Called.
düşmek
- Yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek
- Durduğu, bulunduğu, tutunduğu yerden ayrılarak veya dayanağını, dengesini yitirerek yukarıdan aşağıya inmek
- Yere devrilmek, yere serilmek.
- Hava taşıtları kaza sonucu hızla yere inerek çarpmak.
- Vücuda bol gelen giysi aşağı kaymak.
- Yağmak.
- Vurmak, değmek, rastlamak
- Vakti gelmeden ölü doğmak.
- Sâkıt olmak, sukut etmek.
- Arkasından gitmek, peşini bırakmamak