parasını vermek ne demek?
- Foot the bill.
foot
- Ayak
- (dağ/tepe için) dip.
- Dans etmek, oynamak
- Ayak kısmını örmek
- Foot a measure: dans etmek
- Ödemek
- Hesaplamak, çıkarmak
- Yaya yürümek
- Gitmek
- Yol almak, seyretmek
parasını verip kovmak
- Pay off.
parasını almak
- Receive.
vermek
- Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek
- Bırakmak veya bağışlamak
- Ondan bilmek, atfetmek
- Düşünce veya bilgi anlatan şeyleri başkalarına iletmek, bildirmek
- Döndürmek, çevirmek, yöneltmek
- Herhangi bir duruma yol açmak
- Eğlenceli toplantı düzenlemek, konuk çağırıp ağırlamak.
- Topluluk önünde sanatını göstermek, icra etmek.
- Verilen karşılıkla bir kimseyi söylediğine veya yaptığına pişman etmek
- Bring.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
parasını verip kovmakparasını almakparasını çıkarmakparasını idareli harcamakparasını ödemekparasını sokağa atmakparasını yemekparasının karşılığını almakparasına değerparası alınacak belgitlerparası biriktirmekparası çok olmakparası ile övünenparası ucuz olanın kendisi kıymetli olurvermekvermek istememekvermeverme aralığıverme durumuverme hedefiverme kaynağıverver kaçver yiyeyim, ört uyuyayım gözle, canım çıkmasınveraveracious