parıltılı ne demek?
- Parlaklığı olan, parıldayan, ışıltılı, yalabık.
- Gleaming.
- Glittering.
- Sparkling.
- Flashing.
- Flittering.
- Twinkling.
- Shining.
parıltılı yıldız
- Parlaklığı kısa zaman aralıklarında birden bire ve gelişigüzel olarak değişen yıldız.
- Flare star.
- Variable à flare
parıltı
- Parıldama, göze çarpan parlaklık
- Bir optik dizgede, görüntü yüzeyine düşen gereksiz ışık.
- Bir yüzeyin az ya da çok ışık yayımlar görünmesine bağlı görsel duyulanma vergisi. Not: Bu vergi ışıkölçümser bir büyüklük olan ışıklılığın yaklaşık ruhduyumsal (psikosansoryel) karşılığıdır.
- Luminosity (subjective brightness).
- Glitter.
- Gleam.
- Blink.
- Lustre.
- Glow.
- Glance.