pınar başı ne demek?
- Pınarın etrafı
İşte bir pınar başındayım; oluğun altına bir sepet iri, olgun, renkli şeftali koymuşlar.
R. H. Karay - Head of water.
- Head.
- Fountainhead.
pınar
- Yerden kaynayarak çıkan su, kaynak
- Bu suyun çıktığı yer, kaynak, memba.
- Çeşme.
- Bkz. kaynak.
- Bir suyun çıktığı yer, su başı.
- Yerden kaynayarak çıkan su, kaynak.
- Fountain.
- Spring.
- Fount.
- Font.
pınarları çok
- Springy
baş
- İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser
- Bir topluluğu yöneten kimse
- Başlangıç.
- Temel, esas
- Arazide en yüksek nokta.
- Bir şeyin genellikle toparlakça ucu
- Bir şeyin uçlarından biri
- Kasaplık hayvanlarda ve bazı yiyeceklerde adet.
- Çıban.
- İnsan vücudunun ağız, duygu organları ve beyni içine alan en ön bölgesi.