pınar ne demek?
- Yerden kaynayarak çıkan su, kaynak
- Bu suyun çıktığı yer, kaynak, memba.
- Çeşme.
- Bkz. kaynak.
- Bir suyun çıktığı yer, su başı.
- Yerden kaynayarak çıkan su, kaynak.
- Fountain.
- Spring.
- Fount.
- Font.
- Well.
- Source.
- Wellhead.
- Well spring.
kaynak
- Bir suyun çıktığı yer, kaynarca, pınar, memba, göz
- Bir şeyin çıktığı yer, menşe.
- Bir haberin çıktığı yer.
- Gelir, kazanç, sağlık vb.ni sağlayıcı öge
- Araştırma ve incelemede yararlanılan belge.
- İki metal veya yapay parçayı ısıl yolla birleştirme yöntemi, kaynaştırıp yapıştırma işi.
- Sırayı beklemeden başkalarının hakkını alarak mevcut sıranın ön taraflarına girme işi.
- Herhangi bir enerjinin oluşup çevreye yayıldığı yer.
- Yeraltı sularının kendiliğinden yeryüzüne çıktığı yer.
- Üretim-fayda yaratma etkinliğinde kullanılan her türlü unsur.
pınar başı
- Pınarın etrafı
- Head of water.
- Head.
- Fountainhead.
pınarları çok
- Springy