oyun düzeni notları ne demek?
- Oyun düzeni defterinin en önemli kesimi olan ve metnin karşısına yazılan notlarda, yönetmenin oyun için saptadığı yoruma göre, iç ve dış eylemler, hareket çizelgeleri, teknik etmenler üzerine bilgiler yer alır.
- Stage directions for actors.
- Conduite de jeu des acteurs
oyun
- Vakit geçirmeye yarayan, belli kuralları olan eğlence.
- Kumar
- Şaşkınlık uyandırıcı hüner.
- Tiyatro veya sinemada sanatçının rolünü yorumlama biçimi.
- Müzik eşliğinde yapılan hareketlerin bütünü
- Seslendirilmek veya sahnede oynanmak için hazırlanmış eser, temsil, piyes.
- Bedence ve kafaca yetenekleri geliştirmek amacıyla yapılan, çevikliğe dayanan her türlü yarışma.
- Güreşte rakibini yenmek için yapılan türlü biçimlerde şaşırtıcı hareket.
- Oyunluktaki belli bir kimseyi canlandırma işi
- Bu işin yapılış biçimi.
oyun alanı
- Maçların yapıldığı yer, oyun sahası.
- Ayaktopu oyununun oynandığı, uzunluğu en az 90, en çok 120, genişliği ise en az 45, en çok 90 m. olan toprak ya da çimle kaplı düz yer.
- Field, field of play.
- Play area.
- Playground.
düzen
- Belli yöntem, ilke veya yasalara göre kurulmuş olan durum, uyum, nizam, sistem
- Soyut ve somut nesnelerin bir sıraya, bir hedefe, bir amaca göre sıralanması.
- Yerleştirme, tertip.
- Bir devletin belli başlı ilkeleri bakımından yönetimde tuttuğu yol, yönetim biçimi, rejim.
- Dolap, hile
- Müzik aletlerinde ses ayarı, akort.
- Toplumsal bir yapı içinde ögelerin bütüne, bütünün ögelere ve ögelerin birbirlerine göre ilişkileri.
- Alet edevat takımı.
- Order.
- Regularity.
not
- Bir şeyi hatırlamak için yazılan kısa yazı
- Okullarda öğrencinin dersle ilgili bilgi ve beceri düzeyini göstermek üzere öğretmenlerce verilen sayı, derece.
- Bir şeyin niteliği üzerine edinilen kanı.
- Bk. yazıntı
- Safhaları ve soruşturma aşamalarının kaydedilmesi suretiyle, hem kolluğun yaptığı faaliyetlerin mahkeme safhasında ispatlanmasını hem de aradan uzun zaman geçse bile en ufak ayrıntıların hatırlanmasını sağlayan bir doküman.
- Okullarda öğretmenlerce her öğrencinin başarısı üzerinde edinilen kanıyı, varılan yargıyı gösteren değer.
- Mark, degree.
- Grade.
- Note.
- Mark.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
oyunoyun alanıoyun alanı ışıldağıoyun almakoyun araçlarıoyun arkadaşıoyun ayarlarıoyun ayarlarını yaparoyun babasıoyun bağlamaoyu belirten vasıtaoyuğa koymakoyukoyuk açmakoyuk ispitdüzeni ayarladüzeni bozmakdüzeni bozukdüzeni temizledüzeni uyguladüzenine koymakdüzenini bozmakdüzenini takip etmekdüzendüzen açıklamasıdüzen akçesidüzen bağıdüzen etkisidüzedüze çıkmakdüze inmekdüzebandüzeç