oynayıp durmak ne demek?
- Mess about.
mess
- Yapışmak, değmek, dokunmak.
- Karışıklık, düzensizlik, bozukluk
- Karışık şey
- Karışık durum, müşkül veya utandırıcı durum
- Tatsız yemek
- Çorba veya lapaya benzer yemek
- Daima aynı sofrada yemek yiyen kimseler, sofra arkadaşları
- Böyle arkadaşlarla yenen yemek
- Karmakarışık etmek
- Bozmak, kirletmek
oynayıp sıçramak
- Caper.
oynayış
- Oynama işi veya biçimi.
- Bk. temsil.
durmak
- Hareketsiz durumda olmak
- İşlemez olmak, çalışmamak
- Bir yerde bir süre oyalanmak, eğlenmek, eğleşmek, tevakkuf etmek
- Dinmek, kesilmek.
- Varlığını sürdürmek.
- Var olmak.
- Beklemek, dikilmek
- Yaşamak.
- Stop.
- Cease.