oturaklı ne demek?
- Sağlam, gösterişli
Çoğu dört köşe, kalın, oturaklı olan Arap üslubu minareler o ruhaniliği vermez.
R. H. Karay - Yerinde sağlam duran.
- Yerinde ve sırasında söylenen, çarpıcı (söz).
- Saygı uyandıran, ağırbaşlı (kimse)
Seçmenleriniz sizin daha bir oturaklı, daha bir ağırbaşlı, daha bir ölçülü olmanızı isterler.
H. Taner - Sedate.
- Dignified.
- Sober.
- Well-chosen.
- Very appropriate.
oturaklı iskemle
- Commode.
oturaklık
- Eskiden emekli ödeneğine verilen isim.
- Huzur, istirahat.