ortalıkçı ne demek?

  1. Lokanta, gazino, pastane vb. yerlerde ayak işlerine bakan kimse

    Tam bu sırada yanlarından elindeki boşlarla ortalıkçı bir çocuk geçmektedir.

    T. Buğra

ortalık

  1. Bulunulan yer, çevre
  2. İçinde bulunulan, yaşanılan ev, oda vb. yer
  3. Yeryüzünün görünen bölümü, çevre, etraf
  4. Soyut anlamda, yaşanan ortam
  5. (en)One's immediate surroundings.
  6. (en)The world around.
  7. (en)Surroundings.
  8. (en)The area around one.

ortalık ağarmak

  1. Sabah olmaya başlamak.
  2. Sabah olmaya başlamak: “Bu akşamki gerçek, ortalık ağarmadan tersine döner.” -F. R. Atay.
  3. (en)To break.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

ortalıkortalık ağarmakortalık düzelmekortalık kararmakortalık karışmak
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın