orantılı hale getirmek ne demek?
- Proportion.
orantılı
- Bir orantıyla ilgili olan, aralarında orantı bulunan, mütenasip
- Bir niceliğin iki, üç, ... kez çoğalması veya azalması başka bir niceliğin o nispette çoğalmasını veya azalmasını gerekli kılarsa "bu iki nicelik birbiriyle orantılıdır" denir.
- Proportional.
- Commensurate.
- Comparative.
- Mean.
- Proportionate.
- Commensurate with.
- Pro rata.
orantılı hata
- Büyüklüğü, analizi yapılacak numune miktarına bağlı olan sabit hatanın tersi olan bir hata..
hale
- Hristiyanlıkta aziz sayılanların resimlerinde başları çevresinde çizilen daire.
- Ayın çevresinde görülen ışık halkası, ağıl, ayla
- Sağlam, dinç, zinde.
- Sürüklemek.
- Bk. ışık aylası
- Bk. ayla.
- Bk. ağıl
- Bk. ayla
- Renkli yuvarlak bir yapıyı (inklüzyon cisimciği veya glakomu) çevreleyen renkli veya şeffaf daire, ayla.
- Gözün muayenesi sırasında görülen ve makula lüteayı çevreleyen daire.
getirmek
- Gelmesini sağlamak
- Bir şeyi yanında veya üstünde bulundurmak.
- Erişmek veya eriştiğini sanmak.
- İleri sürmek.
- Sebep olmak, ortaya çıkarmak.
- İletmek, bildirmek
- Sağlamak
- Bir makama atamak veya seçmek.
- Bring.
- Bring along.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
orantılıorantılı hataorantılı katmanlı örneklemeorantılı miktarorantılı olarakorantılı olmakorantılı örneklemeorantılı örneksemeorantılı sayıorantılı vergilemeorantılamaorantılamakorantılanmaorantılanmakorantıorantı katsayısıhalehale and heartyhale getirmekhale i zu zenebhale tesirihale uygunlukhale yola koymakhalebhalebehalebıhalhal aykırılığıhal böyle ikenhal çekerliğihal değişikliği