opportunist ne demek?
- Fırsatçı
- Fırsatı değerlendiren kimse
fırsatçı
- Fırsatları iyi değerlendiren, fırsat kollayan kimse.
Temporizing.
Timeserving.
Opportunist.
Profiteer.
Time-server.
Pusher.
Temporizer.
Fence-straddler.
opportunistic
- Oportünist ile ilgili, fırsatçı ile ilgili; oportünizmle ilgili
opportunistic mycobacterial granuloma
- Fırsatçı mikobakteriyel granülom