opportune time ne demek?
- Tav
tav
- Bir şeyi istekle yapmak.
- İşlenecek bir nesnede bulunması gereken ısının, nemin yeterli olması durumu.
- Hayvanlarda besili olma durumu.
- En uygun durum ve zaman
- Şişman.
- Harlı.
- Orman
- Hız.
- Boyun eğme.
- İsteyerek uymak.
opportune moment
- Tav
opportune
- Elverişli uygun
- Tam zamanında olan, vakitli
- Uygun, elverişli, müsait, yerinde
time
- Kez, defa.
- Zamanlamak; (belirli bir zamana) denk getirmek, rastlatmak, (belirli bir zamana göre) ayarlamak, planlamak.
- Vakit, zaman
- Ayarlamak, kurmak, zamanlama yapmak, saat tutmak, süre tutmak, temposunu belirlemek, tempo tutmak
- Saat tutmak
- Ayarlamak
- Uydurmak
- Tempo tutmak.
- Süre, müddet
- Devir, devre