opportune time ne demek?

  1. Tav

tav

  1. Bir şeyi istekle yapmak.
  2. İşlenecek bir nesnede bulunması gereken ısının, nemin yeterli olması durumu.
  3. Hayvanlarda besili olma durumu.
  4. En uygun durum ve zaman
  5. Şişman.
  6. Harlı.
  7. Orman
  8. Hız.
  9. Boyun eğme.
  10. İsteyerek uymak.

opportune moment

  1. Tav

opportune

  1. Elverişli uygun
  2. Tam zamanında olan, vakitli
  3. Uygun, elverişli, müsait, yerinde

time

  1. Kez, defa.
  2. Zamanlamak; (belirli bir zamana) denk getirmek, rastlatmak, (belirli bir zamana göre) ayarlamak, planlamak.
  3. Vakit, zaman
  4. Ayarlamak, kurmak, zamanlama yapmak, saat tutmak, süre tutmak, temposunu belirlemek, tempo tutmak
  5. Saat tutmak
  6. Ayarlamak
  7. Uydurmak
  8. Tempo tutmak.
  9. Süre, müddet
  10. Devir, devre

Türetilmiş Kelimeler (bis)

opportune momentopportuneopportunelyopportunenessopportunismtimetime after timetime allowedtime and a halftime and againtime and data stampingtime and mileagetime and motion studytime and time againtime applicationtimtimalidaetimalya kuşugillertimalyakuşugillertimar
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın