opportune ne demek?
- Elverişli uygun
- Tam zamanında olan, vakitli
- Uygun, elverişli, müsait, yerinde
elverişli
- Uygun, işe yarayan, müsait
- İşe yarayan, ergonomik
Suitable.
Convenient.
Sufficient.
Favourable.
Practicable.
Opportune.
Adequate.
Auspicious.
opportune moment
- Tav
opportune time
- Tav