fırsatçı ne demek?
- Fırsatları iyi değerlendiren, fırsat kollayan kimse.
Temporizing.
Timeserving.
Opportunist.
Profiteer.
Time-server.
Pusher.
Temporizer.
Fence-straddler.
fırsatçı mikobakteriyel granülom
- Kedilerin atipik mikobakteriyel granülomu.
Opportunistic mycobacterial granuloma.
fırsatçılık
- Fırsatçı olma durumu.
- Güç durumlarda, uzak ve üstün amaçları bir yana bırakarak yalnızca içinde bulunulan koşullara göre davranma niteliği.
- Normalde zararsız olan bir bakterinin, bağışıklık sistemi yetersiz hastada enfeksiyona neden olması, oportünizm.
Opportunism.