ocağı kör kalmak ne demek?
- Soyu tükenmek, çocuğu bulunmamak.
ocağı batmak
- Yuvası yıkılmak veya soyu tükenmek.
ocağı sönmek
- Aile dağılmak, yok olmak, çoluk çocuk yok olmak
kör
- Görme engelli
- Keskinliği yeterli olmayan.
- Az aydınlık veren
- Kötü
- Arkası tıkalı olan veya işlek olmayan.
- Olguları sezme ve kavrama yetisi, dikkati olmayan.
- Duyarlığını yitirmiş
- Bk. sürme.
- Kör bıçak işe yaramaz ama insanın elini keser; iş bilmeyen kadın da çok konuşmaktan başka bir şey yapmaz.
- Hiç görmeyen ya da bütün düzeltmelere karşın iki gözündeki görme gücü, onda birden aşağı olan, bu nedenle eğitim ve öğretim etkinliklerinde görme gücünden yararlanamayan kimse.
kalmak
- Olduğu yeri ve durumu korumak, sürdürmek
- Zaman, uzaklık veya nicelik belirtilen miktarda bulunmak
- Konaklamak, konmak
- Oturmak, yaşamak, eğleşmek
- Hayatını sürdürmek, yaşamak.
- Varlığını korumak, sürdürmek
- Oyalanmak, vakit geçirmek
- Sınıf geçmemek.
- 1) yapılması düşünülmüş olduğu hâlde yapılmamak; 2) kararı bağlandığı hâlde uygulanmamak.
- Stay.