nispet etmek ne demek?
- Eşit tutmak, oranlamak.
- To do/say out of spite.
eşit
- Yapı, değer, boyut, nicelik ve nitelik bakımından birbirinden ne artık ne eksik olmayan (iki veya daha çok şey), müsavi
- Aynı haklardan yararlanan, aynı düzeyde olan (kimse)
- Niteliği, değeri, biçimi, görünüşü bir olan.
- Aynı düzeyde olan.
- The same.
- Is equal to.
- Replica.
- Identical.
- Analogous.
- Duplicate.
nispet eki
- Sıfat yapmak üzere isimlere getirilen ek, nispet i'si, yayınispi.
- Bazı yabancı adların anlamlarına bağlı yabancı sıfatlar kuran ek: Millî, ilmî, sıhhî, nebatî, limonî, edebî, mülkî vb. Bazı Türkçe sözcüklere de bu ek getirilmektedir: Gümüşî, altunî gibi.
- Suffix of relation.
- Suffixe de relation
nispet için
- In defiance of, from pure spite, out of spite.
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
- Step.
- Say.