eşit ne demek?
- Yapı, değer, boyut, nicelik ve nitelik bakımından birbirinden ne artık ne eksik olmayan (iki veya daha çok şey), müsavi
Bunlar bastonlarına dayanarak hep eşit adımlarla yürürler.
S. Birsel - Aynı haklardan yararlanan, aynı düzeyde olan (kimse)
Herkes ... kanun önünde eşittir.
Anayasa - Niteliği, değeri, biçimi, görünüşü bir olan.
- Aynı düzeyde olan.
- The same.
- Is equal to.
- Replica.
- Identical.
- Analogous.
- Duplicate.
- Matching.
- Symmetric.
- Balanced.
- On the level with.
- Not a pin to choose between.
- Equal.
- Equivalent.
- Even.
- Coequal.
- Commensurate.
- Coordinate.
- Tantamount.
- On a par with.
- Equi-.
- Iso-.
- Fair.
- Square.
eşit açılı
- Equiangular.
eşit adımlarla
- Pari passu.