nişanlım ile beraberim. ne demek?
- Fiancé: i am with my fiancé., fiancée: i am with my fiancée.
nişanlı
- Evlenmek için söz verip yüzük takmış olan kimse, adaklı, nişanlı, yavuklu
- Belirleyici bir işareti, alameti, nişanı olan kimse.
- Yavuklu.
- Engaged to be married.
- Affianced.
- Intended.
- Fiance.
- Fiancée.
- Betrothed.
- Fiancée, fiancee.
nişanlı kağıt
- Padişah, sadrazamla birlikte savaşa gittiğinde, sadrazamlık kaymakamına, gereğinde kullanılmak ve sonra hesabını vermek üzere verilen tuğralı, boş, padişah buyruğu kâğıtları.
ile
- Kelimenin sonuna geldiğinde birliktelik, beraberlik, araç, sebep veya durum anlatan cümleler yapmaya yarayan bir söz
- Bazı soyut isimlere getirildiğinde durum bildiren zarflar oluşturan bir söz.
- Cümle içinde aynı görevde bulunan iki ögeyi birbirine bağlamaya yarayan bir söz.
- By means of.
- Hereby.
- Upon.
- With.
- Together with.
- Withal.
- Plus.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
nişanlınişanlı kağıtnişanlı kimsenişanlı olmayannişanlıknişanlanişanlamanişanlamaknişanlamamaknişanlanışnişannişan almanişan almadan edilen ateşnişan almaknişan atmakileile ayniile ayni zamandaile beraberile birlikteile böbürlenenile çalışmakile disari çikile doldurmakile doluilil halkıil ilköğretim kuruluil jandarmasıil özel idareleri