nazarlık ne demek?
- Nazarı etkisiz duruma getirdiğine inanılan kumaş parçası, mavi boncuk, kurşun, dua yazılı kâğıt, muska vb. şeyler
Aman nazar değmesin, buna derhâl bir nazarlık astırmalı!
A. Ş. Hisar - Bk. üzerlik
- Üzerlik.
- Bk. gözdeğmelik
- Charm.
- Amulet.
- Charm against the evil eye.
- Amulet (used to ward off the evil eye.
- Peganum harmala
üzerlik
- Sedef otugillerden, yaprakları almaşık, çiçekleri beyaz renkte, susama benzeyen tohumları acı olan, halk hekimliğinde tedavi amaçlı, tütsü olarak kullanılan bir bitki (Peganum harmala)
- Bu bitkinin tohumlarından yapılan nazarlık veya süs olarak kullanılan eşya.
- Zygophyllaceae familyasından, beyaz çiçekli, özellikle aşırı derecede otlatılmış alanlarda bol bulunan, meyveleri toplanarak nazarlık yapımında kullanılan, çok yıllık, otsu bir tür. Nazarlık.
- Demirdikenliler familyasından beyaz çiçekli, özellikle aşırı derecede otlatılmış alanlarda bol miktarda bulunan, meyvelerinden nazarlık yapılan, içerdiği beta-karbolin alkaloitleri nedeniyle mera hayvanlarında eş güdüm bozukluğu ve felçle belirgin zehirlenmelere neden olan, çok yıllık otsu bitki, nazarlık, Peganum harmala.
- Harmala, wild rue.
- Rue sauvage
- Peganum harmala
nazar
- Belli kimselerde bulunduğuna inanılan, insanlara, özellikle çocuklara, evcil hayvanlara, eve, mala mülke, hatta cansız nesnelere de zarar veren, bakıştaki çarpıcı ve öldürücü güç, göz.
- Bakış, bakma, göz atma
- Bk. gözdeğme
- Belli kimselerde bulunduğuna inanılan; insanlara, özellikle çocuklara, evcil hayvanlara, eve, mala mülke, hatta cansız nesnelere de zarar veren; bakışla dışarı fırlayan çarpıcı ve öldürücü güç.
- Bakma, göz atma.
- Düşünme.
- Göz değme.
- İtibar, saygı.
- (Nazaret) Altın.
- Look.
nazar boncuğu
- Nazar değmesin diye takılan mavi boncuk veya bunun yerini tutan başka şey, göz boncuğu.
- Eşi benzeri olmayan, tek.
- Blue bead (worn to avert the evil eye.