nazar ne demek?
- Belli kimselerde bulunduğuna inanılan, insanlara, özellikle çocuklara, evcil hayvanlara, eve, mala mülke, hatta cansız nesnelere de zarar veren, bakıştaki çarpıcı ve öldürücü güç, göz.
- Bakış, bakma, göz atma
İlk nazarda mağrur, azametli tesirini veriyor.
S. M. Alus - Bk. gözdeğme
- Belli kimselerde bulunduğuna inanılan; insanlara, özellikle çocuklara, evcil hayvanlara, eve, mala mülke, hatta cansız nesnelere de zarar veren; bakışla dışarı fırlayan çarpıcı ve öldürücü güç.
- Bakma, göz atma.
- Düşünme.
- Göz değme.
- İtibar, saygı.
- (Nazaret) Altın.
- Look.
- Sight.
- Blink.
- Regard.
- Evil eye.
- Whammy.
- Glance bakış.
- The evil eye.
- Opinion.
- Consideration görüş.
- Glance.
- View.
- Mauvais oeil
gözdeğme
- Kötü niyet ve etkin bakışlı, toplumuna göre mavi gözlü, sarı saçlı ya da kara gözlü, kara saçlı kişilerin, isteyerek ya da istemeyerek baktıkları, övdükleri, dokundukları canlıların, özellikle çocuk ve hayvanların, hastalanacakları, sakatlanacakları, yoksullaşacakları hatta ölebilecekleri; nesnelerin ise kırılacakları, yanacakları, yıkılacakları ya da yokolabilecekleri biçimindeki çok yaygın halk inanışı, bk.gözdeğmesinden korunma,gözdeğme sağaltımı, krş. muska.
- Evil eye.
- Mauvais oeil
nazar boncuğu
- Nazar değmesin diye takılan mavi boncuk veya bunun yerini tutan başka şey, göz boncuğu.
- Eşi benzeri olmayan, tek.
- Blue bead (worn to avert the evil eye.
nazar çövdürmek
- Bir kimseye nazar değdirmek.