nazaran ne demek?
- Göre, oranla, kıyasla
Buna nazaran şimdi vereceğim malumat ve izahatı anlamak daha kolay olacaktır.
Atatürk - Nisbeten, nisbetle kıyaslıyarak.
- Compared to.
- In comparison to.
- According to.
- In sb's opinion.
- As per.
- Considering.
- In consideration.
- With regard to.
- Respect to.
nazara gelmek
- Bir kimseye kıskançlık ya da hayranlıkla bakmaktan dolayı göz değmesi.
- Nazar değmek.
nazar
- Belli kimselerde bulunduğuna inanılan, insanlara, özellikle çocuklara, evcil hayvanlara, eve, mala mülke, hatta cansız nesnelere de zarar veren, bakıştaki çarpıcı ve öldürücü güç, göz.
- Bakış, bakma, göz atma
- Bk. gözdeğme
- Belli kimselerde bulunduğuna inanılan; insanlara, özellikle çocuklara, evcil hayvanlara, eve, mala mülke, hatta cansız nesnelere de zarar veren; bakışla dışarı fırlayan çarpıcı ve öldürücü güç.
- Bakma, göz atma.
- Düşünme.
- Göz değme.
- İtibar, saygı.
- (Nazaret) Altın.
- Look.