meydan farı ne demek?
- Boundary light.
boundary
- Limit, had
- Hudut, sınır
meydan açmak
- Sebep olmak: Bu hareket, daha ileride kim bilir ne boğuşmalara meydan açacaktır? -R. N. Güntekin.
meydan almak
- Gelişmek, yayılmak, geniş ölçüde olmak.
far
- Taşıtların ön bölümünde bulunan, kısa ve uzun mesafeyi aydınlatmaya yarayan ışık düzeneği
- Kadınların süs için göz kapaklarına sürdükleri çeşitli renkte boya, düzgün
- Bk. önışıtaç
- Fr. Otomobil, kamyon gibi nakil vasıtalarının önündeki kuvvetli lambalar.
- Fare, sıçan. (Osmanlıca'da yazılışı: fâr)
- Budak ve ağaç başı.
- Headlight.
- Young pig, or a litter of pigs.
- Distant in any direction; not near; remote; mutually separated by a wide space or extent.
- Remote from purpose; contrary to design or wishes; as, far be it from me to justify cruelty.