meşhur bir dava ne demek?
- Cause celebre
cause
- Sebebiyet vermek.
- Sebep olmak.
- Neden olmak, meydan vermek, sebep olmak, yol açmak, doğurmak
- Sebep, illet, neden
- Gaye, hedef, amaç
- Harekete sevkedici unsur
- Dava konusu (hukuk)
- Doğurmak, tevlit etmek
- Netice meydana getirmek
meşhur bir kimse
- Celebrity
meşhur
- Ünlü, tanınmış, herkesçe bilinen, angın (kimse)
- Ünlü, şöhretli, tanınmış.
- ünlü, argın, tanınmış
- Tanınmış, herkesin bildiği. Çoklarının bildiği.
- Famous.
- Well-known.
- Reputed.
- Famed.
- Celebrated.
- Noted.
bir
- Sayıların ilki.
- Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı.
- Bu sayı kadar olan.
- Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı).
- Tek.
- Beraber.
- Eş, aynı, bir boyda.
- Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek.
- Kuyu. (Osmanlıca'da yazılışı: bi'r)
- Yıldırım. Bulutdan buluta veya bulutdan yere elektrik boşanması.
dava
- Korunmanın bir hüküm ile sağlanması için yargı organlarına başvurma.
- İleri sürülerek savunulan düşünce, çözümlenmesi gerekli olan konu, sav
- Sorun
- Ülkü
- Sevgili.
- Aranç, dilem, ~ etmek: arançlamak, dilemlemek. ~ nın ihbârı : arancın, dilemin bildirilmesi, ~ ya müdâhale: aranca, dileme katılma. ictinâb ~ sı: önleme arancı, dilemi. îfâ ~sı: ödeme arancı, dilemi, inşâî ~ biçimleyici aranç, dilem (Gestaltungsklage), men' ~sı: giderme arancı, dilemi, tesbît ~ sı: belirtme (saptama) arancı, dilemi.
- Yargılıklarca çözümlenmesi gereken uyuşmazlıklar için, yasada gösterilen yöntemine göre açılan ve yapılacak yargılama sonucunda, yargıcın kararıyla yargıya bağlanan uyuşmazlıklara ilişkin istemler.
- Bk. kanıtsav
- Takib edilen fikir, iddia. (Osmanlıca'da yazılışı: da'vâ)
- Lawsuit.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
meşhur bir kimsemeşhurmeşhur etmekmeşhur hadis veya hadııışııı meşhmeşhur hadis veya hadııışııı meşhurmeşhur lafmeşhur olmakmeşhur sözmeşhuratmeşhuremeşhudmeşhudatmeşhudiyyetmeşhummeşhunbirbir abam var atarım, nerede olsam yatarımbir acı kahvenin kırk yıl hatırı vardırbir açıdabir açida ilerlebir adama kırk gün ne dersen o olurbir ağaçta gül de biter, diken debir ağaçtan okluk da çıkar, bokluk dabir ağız dolusubir ağızdanbibi eyyi halbi gayri hakkın mal edinmebi hadbi haseb il verase