marife ne demek?
- Bk. nesne
- Bk. belirtili nesne
- Gr: Arabçada mübhem olmayan " " harf-i ta'rifi ile bildirilen kelime. Böyle bir kelimeden tenvin kalkar, kelime belirli olur. (Bak: Lam-ı ta'rif) (Osmanlıca'da yazılışı: ma'rife)
nesne
- Belli bir ağırlığı ve hacmi, rengi, maddesi olan her türlü cansız varlık, şey, obje
- Geçişli fiili bütünleyen yalın veya belirtme durumunda bulunan tümleç.
- Öznenin dışında kalan her konu, obje
- (Derleme., belirtilinesne, -i'li tümleç, -i'linesne) Geçişli eylemi tümleyen yalın veya belirtme durumunda bulunan tümleç: Ali bir kitap almış; Öğrenci para bulmuş, sahibine vermiş; Öğretmen ders anlatıyor; Meseleyi çözmeden gitmeyin; Çocuklar annelerinin evde bulunmayışını fırsat bilirler; Ali evi sattı, bahçeyi bıraktı; Bazı insanlar okumayı sever, yazmayı sevmez; Kar bütün limanı sarmıştı vb.
- İnsanın dışında kalan, görülebilen, dokunulabilen, bir ağırlığı ve kütlesi olan her türlü özdeksel varlık.
- (Lat. objectum = karşıda bulunan, karşıya konan) : 1- (Genellikle) Karşımızda bulunan şey. 2- Öznenin bağlılaşık kavramı olarak, özne ediminin, bilincin kendisine yöneldiği şey: a. Kendisine yönelinen, düşünülen, tasarlanannesne, kendisine yönelen bir edim olmadan var olmayan şey; bilinçte, düşünmenesnesi (konu) olarak düşünme olayının karşısında bulunan şey; düşüncel (ideal)nesne. b. Özne ediminden, bilinçten, bağımsız olan gerçek (real)nesne; gerçeklik olarak, dışdünyanın bir parçası olarak bilincin karşısında duran şey.
- Şey, herhangi bir şey.
- Objective.
- Objective case.
- Body.
marifet
- Marifetname: İbrahim Hakkı'nın divan kültürüne ait hazırladığı meşhur eseri.
- Osmanlıca'da yazılışı: ma'rifet.
- Uygun olmayan, hoşa gitmeyen, can sıkıcı iş veya davranış.
- Ustalık, hüner, uzmanlık.
- Aracı, ikinci el.
- Bilim, bilgi.
- Herkesin yapamadığı ustalık, her şeyde görülmeyen hususiyet, ustalıkla yapılmış olan şey.
- Beceriklilik, el uzluğu.
- Bilme, bir şeyi cüz'i vecihle bilmek.
- Skill.
marifet gösterisi
- Bravura.