marifet ne demek?
Kökeni: Arapça
- Herkesin yapamadığı ustalık, her şeyde görülmeyen hususiyet, ustalıkla yapılmış olan şey.
- Marifetname: İbrahim Hakkı'nın divan kültürüne ait hazırladığı meşhur eseri.
- Uygun olmayan, hoşa gitmeyen, can sıkıcı iş veya davranış.
- Bilme, bir şeyi cüz'i vecihle bilmek.
- Osmanlıca'da yazılışı: ma'rifet.
- Ustalık, hüner, uzmanlık.
Meğer ne marifetleri varmış o gösterişsiz saatin!
H. Taner - Beceriklilik, el uzluğu.
- Aracı, ikinci el.
- Bilim, bilgi.
- Skill.
- Talent.
- Trick.
- Artifice.
- Cunning.
- Gimmick.
- Ingeniousness.
- Ingenuity.
- Stunt.
- Wrinkle.
- Attainments.
- Feat.
- Sleight.
- Ability.
- Mess.
- Special skill or talent.
- Acquirement.
- Craft.
- Device.
- Doing.
- Doubling.
- Science.
marifet gösterisi
- Bravura.
marifet göstermek
- Ustalığını ortaya koyabilmek