müsaderesine karar vermek ne demek?
- Condemn
condemn
- El koymak, kamulaştırmak
- Kınamak, ayıplamak
- Suçlu çıkarmak
- Mahkum etmek
- Kullanılamaz diye hüküm vermek
- Müsaderesine karar vermek
- İstimlak etmek
- Suçlamak, çarptırmak
müsadere
- Zor alım.
- Bk. kapma
- Bk. el koyma
- El koyma.
- Bk. zoralım
- Bk. zorlaalım
- (Sudur. dan) Yasak edilen bir şeyin kanuna göre elden alınması. Zulüm ve cebir.
- Annexation.
- Confiscation.
- Seizure.
müsadere eden akarsu
- Bk. kapan akarsu
karar
- Bir iş veya sorun hakkında düşünülerek verilen kesin yargı
- Herhangi bir durum için tartışılarak verilen kesin yargı, hüküm.
- Bu yargıyı bildiren belge.
- Değişmeyen, düzenli durum, düzenlilik, yöntemlilik.
- Değişmez olma.
- Tam ölçüsünde, ne az ne çok.
- Türk müziğinde, taksim yaparken ana makama dönüş.
- Yasama, yargı, yönetsel kuruluşların, tüzel kişilerin bir türe düzeni doğuran ve ortaya koyan son bildirileri.
- Bk. karar
- Değişmez hale gelmek.
vermek
- Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek
- Bırakmak veya bağışlamak
- Ondan bilmek, atfetmek
- Düşünce veya bilgi anlatan şeyleri başkalarına iletmek, bildirmek
- Döndürmek, çevirmek, yöneltmek
- Herhangi bir duruma yol açmak
- Eğlenceli toplantı düzenlemek, konuk çağırıp ağırlamak.
- Topluluk önünde sanatını göstermek, icra etmek.
- Verilen karşılıkla bir kimseyi söylediğine veya yaptığına pişman etmek
- Bring.